1949 Lübnan doğumlu, gazetecilik kökenli popüler yazarımızın ilk kitabı 'Afrikalı Leo'.
'Semerkant', '
Yüzüncü Ad' , '
Doğunun Limanları', '
Yolların başlangıcı' kitapları ise yazarın diğer
çok ünlü olmuş eserleri. Sanırım en beğenilen de '
Doğunun Limanları'.
Konumuza dönelim, kim diyorduk? He evet 'Afrikalı Leo'.
Kahramanımız 1400'lü yılların Kuzey Afrikasını, Avrupasını, İstanbulunu anlatıyor bize, bol betimleme ile. Bir nevi 'Doğu'nun gizemi' hikayesi ...
Kitabın ilk sayfalarından itibaren bilgiyle ve fazla tasvirli cümlelerle karşılaşmış olmaktan pek memnun olmasam da, şimdi ne gelecek arkadaşın başına demekten de kendimi alamadım.
Bir tür gezi notları gibiydi aslında, ki kitap içinde de ana karaktere bu yönde bir kitap yazması (seyahatname) konusunda yönlendirmeler vardı.
Şöyle bir 600 yıla dönüp bakıyorum da (yok artık, çok oldu o zaman dilimi Sedoş :p ), kadının adı yok, yani ezelden beri yokmuş. Müslümanlığa fazlaca değinen yazarımız, özellikle Müslüman bir toplumda bireylerin konumladığı pozisyonları çok net aktarabilmiş bence. Zenginlik, politika, aile içi ilişkiler, ticaret, arkadaşlık gibi.
Ben '
eskiden böylemiymiş, dünya daha güzelmiş' diyenlerden değilim.İetişimin yoğun olmadığı zamanlarda suçlar da daha kolay gizlenmiştir bence. Hatta insanların giderek medenileştiğine inanıyorum. He artık
kıyımları bireyler değil, kurumlar yapıyor. Ki bunu ayrı bir platformda, başka kişilerin tartışması daha doğru olur tabi.
Afrikalı Leo'yu bir çırpıda okumadım, ama zor okunacak bir kitap da değil.Dili kolay olmakla beraber, tarihe ve folklorik öğelere ilgi duyuyorsanız hoşunuza gidecektir.
Bilirsiniz ser veririm, sır vermem :) . Kitabın konusunu açık etmemek için benden bu kadar. Keyifli okumalar...