Tatile çıkmamıza saatler kala aklıma gelen bir anımı anlatmak istedim.
Şimdi biz geçen akşam Engin ile yanımıza almamız gerekenler listesini kontrol ediyorduk, valize şunu koyduk mu, Efe'ye bunu alıcaz mı şeklidne diyaloglarla.
-Etaminimi alıcam! diye heyecanlandım.
Benim Bey orada koptu biraz, te allam listeye de yazmış etamini diye.
Anı bu değil yaznlız, daha oraya giriş yapamadım :)
Etamin ne diyen olabilir, çünkü ben yüzbinlerce kişiye hitap eden, kadın-erkek karışık tabi, çok okunan bir blog sahibi olduğum için :) herkesle aynı noktada olabilmek adına görsel paylaşıyorum:
Yukarıdaki görsele benzer bir el işim vardı. Geçen sene de mevsimlerden yaz.
Biz Yunanistan'a gitmişiz. Güzel bir sahili var Sakız'ın, orada 3 kişilik ailemiz. Sakin sakin denize giriyoruz, dinleniyoruz, şezlong'da uzanıyoruz...
Bir ara Engin ve Efe denize gitti. Ben de elime aldım etaminimi, oh mutlu mutlu elişi yapıyorum komşunun sahilinde.
Bir çift bizim bulunduğuz alana doğru gelmeye başladı. Bize gelmiyorlar da, yer arıyorlar, nerede otursak diye.
Erkek olanı, karısının 2 metre gerisinde, elinde bir plaj çantası, sıcaktan bunalmış, mutsuz mutsuz karısının peşinden sürükleniyor.
Beni farketmiş olacak o sıra. Audrey Hepburn zerafetimden etkileneceğine, sen git karısına de ki (ben de yakınlarındaydım artık iyice)
- Burda örgü ören kadınlar var, ne işimiz var bu plajda?!
:) Herhalde Türk olacağıma ihtimal vermedi. Sarı saçlarım, mavi gözlerim, beyaz tenim de etkili olmuş olabilir böyle düşünmesinde :p :)
O an bir anlık bozuldum ne yalan söyliim ama sonra çok komik geldi.
Keşke 'beklentilerinizi karşılayamadık, kusura bakmayın. Yarın kırmızı bikinimle tekrar geleceğim, bir daha görmeden karar vermeyin bence' deseydim diye düşündüm :)
Hayır yani, eşiyle denize gelip, plajda kimle ve neyle karşılaşmayı bekliyorsa? :)
Bu da böyle bir anımdı.
Bu yaz karşınıza kim çıkar bilmiyorum ama, yanınızda hep sevdikleriniz olur İnşallah, (Hıh! :) )
Sevgiler...