4 Aralık 2010 Cumartesi

Gap turu 3. gün ŞANLIURFA

Doğu diye tabir ettiğimiz bölgenin de doğusu var, Batı'ya doğru gittikçe modernleşen şehirlerde bunu daha net görüyoruz.


Urfa deyince aklıma İsot ve Balıklıgöl geliyor. (Öncelikli olarak İsot yanlız :) )


Urfa'da yaşayan halk gördüğüm diğer şehirlere nazaran daha farklı, sanki Urfa
kendi içinde apayrı bir kültür gibi geldi bana. Aşiret kavramı da burda açık bir şekilde karşınıza çıkıyor, çünkü yolda yürüken etrafınızda yüzünde kına dövmeleri olan başı kapalı ve kendi halinde bayanlar, kafalarında mor poşu olan beyler görüyorsunuz.Öğrendiğim kadarıyla hangi aşirete mensup oldukları başlarına taktıkları poşu'nun renginden belli oluyormuş.


Fotoğraflarla ufak bir Urfa turu yapalım :


İlk durağımız Balıklıgöl :










Urfa'ya kadar gidip, biber anılmadan olmaz ...


Anadolu topraklarında kurulan ilk Üniversite'nin Harran Ovası'ndaki kalıntıları :

Büyülendiğim yer, Halfeti ! bir ksıım yerleşim yeri baraj suları altında kalmış, gezi teknelerine binip gezebiliyorsunuz. Çok etkilendim. Yanlız o teknelerde İsmail YK müziği çalmasaydı keşke! Bir de enstrümantal bir müzik eşliğinde gezseydik, nasıl güzel olurdu diye bolca hayıflandım.




Bir de grupta Güney Kore'li ve 6 ayda! Türkçeyi baya iyi öğrenmiş arkadaşlar vardı, selamlar! :)

2 yorum:

cido dedi ki...

canım benim tekne turun da mezdeke yerine de kuş sesleri calsalardı :) :)aklıma geldikçe guluyorummm....öptümm seniiii

francesca mckennitt dedi ki...

Fotoğraflar çok güzel.. Ben Urfa'ya çok küçük yaşta gitmeme rağmen gerçekten etkilenmiştim, o kadar etkileyici bir yer yani :) Çok iyi yapmışsınız gitmekle.