23 Şubat 2013 Cumartesi

İzmir Devlet Tiyatrosu'ndan 2 oyun

İzmir'e gelince araştırmaya koyuldum, haftaiçi akşam hangi tiyatro oyunlarını izleyebilirim diye. İstanbul kadar çok seçeneğim yok tabi, DOT, 6'dan sonra, Kenter Tiyatrosu, Oyun Atölyesi, Şehir Tiyatroları vs. gibi.
Devlet Tiyatroları'ndan 2 oyunu seçtim. 'Bir Garip Orhan Veli' ile 'Henry ve Alice'in gizli yaşamı'.



'Bir Garip Orhan Veli' adlı oyunu da hem Orhan Veli'yi hem Murathan Mungan'ı çok sevdiğim için, hem bu oyunun kitabı bende yaklaşık 15 yıldır olduğu için, hem de Müşfik Kenter'in yorumuna hayran olduğum için seçtim.

Gel gör ki hep aynı acıklı yüz mimiği ve tek düze ses tonuyla, sarhoşumsu vücut duruşlarıyla Orhan Veli'yi canlandıran Tayfun Eraslan'ı izlemek pek tatmin edici değildi.

Bakın Müşfik Kenter sizi nasıl da başka dünyalara götürüyor...


BEN ORHAN VELİ

1914'te doğdum. 1 yaşında kurbağadan korktum. 2 yaşımda gurbete çıktım. yedisinde mektebe başladım. 9 yaşında okumaya, 10 yaşında yazmaya merak saldım. 13'te oktay rifat'ı, 16'da melih cevdet'i tanıdım. 17 yaşında bara gittim. 18'de rakıya başladım. 19'dan sonra avarelik devrim başlar. 20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim. 25'te başımdan bir otomobil kazası geçti. çok aşık oldum. hiç evlenmedim, şimdi askerim. 


İkinci oyun ise, romantik bir (kara?)komedi olan 'Henry ve Alice'nin Gizli Yaşamı'. Oyunculukları çok beğendim. Yüksek beklenti ile gidilmezse gayet eğlenceli vakit geçirtecektir.

20 Şubat 2013 Çarşamba

The invention of Lying / Yalanın icadı - FİLM


Şimdi size anafikri ilginç bir filmden bahsedeceğim.
Gelmişiz 2000'li yıllara ama hala dünya üzerinde hiç yalan söylenmemiş düşünün. 1 kere bile.
Markete, eczaneye, öğretmene, patrona, sevgilinize her kime ne derseniz diyin karşınızdaki de size hemen inanacak. Çünkü yalanın ne olduğunu bile bilmiyor kimse. Filmin çıkış noktası bu.

Sonra bir akıllı nasıl oluyorsa yalan söylemeyi keşfediyor ve hikaye böylece başka yönlere gidiyor. İşte bu noktadan sonra bana sığ geldi film. Din eleştirisi yapmak istemişler ama daha soft bir geçiş yapılabilirdi, fazla göze sokulmuş.

2009 yılı Amerikan yapımı 'The Invention of Lyging' bir romantik komedi.
Benim tarzım değil, o yüzden çok beğendim diyemeyeceğim ama başta da belirttiğim gibi konu ilginç, izlemesi zevkli olabilir. Başrollerde Jennifer Garner ve Ricky Gervais var, filmin IMDB puanı 6.4.

İlk yalanı kim, kime, hangi konuda ve ne zaman söylemiştir acaba? Gerçekten güzel olurdu bunu bilmek.

19 Şubat 2013 Salı

Örgü çocuk kazağı - Reglan kol

İlk çıraklık eserim olan REGLAN KOL KAZAK ile karşınızdayım, ta taaaaa!


Reglan kol bebek kazak modeli
Tığ, dikiş, örgü gibi konular heves ettiğim, ama beceremediğim gerçeklerdi. Sanırım bu kazakla örgüde şeytanın bacağını kırdım diyebilirm. Bir de kendime ördüğüm yelek var gerçi, onu da paylaşayım, fena olmadı hani.
Kayınvalidemin yönlendirmeleri ve yardımlarıyla 'reglan kol nasıl yapılır', 'yaka nasıl örülür', 'örgüde ilik nasıl açılır' sorularının cevabını buldum. Becerikli akrabalar çok yaşasın, bayılıyorum onlardan yeni şeyler öğrenmeye!

Elimizdeki yünleri değerlendirdik, siz tabiki başka renklerle ortaya daha değişik bir kazak çıkarabilirsiniz. Siyah-gri yada kahverengi-bej de güzel olur sanki?



Peki bu kazak modelinin ölçüleri ne derseniz, 2-3 yaş çocuk için uygun olduğunu belirteyim baştan.

Şiş: 3.5 - 4 numara
İlmek: ön 72, arka 65, kol 40
Model: Ön ve arka ilmek yerine kadar aynı örülecek. İlk iki sıra lastik (Bir ter-bir düz). Koltuk altına kadar düz. Koltuk altına gelince kenardaki 1. ilmek ters, 2. ilmek düz, 3. ilmek ters, 4-5 ve 6. ilmek üçü birden düz kesilecek, son 6 ilmeğe kadar düz, sondan 6-5 ve 4. ilmek üçü birden düz kesilecek, 3. ilmek ters, 2. ilmek düz, sonuncu ilmek ters. Bir sonraki sırada kesme yok, kenardaki 3 ilmeğin lastik modeli devam ettirilerek 3. sıra daha örülecek ve her 5. sırada aynı kesme işlemi uygulanacak. Ön kısımda düğmenin geleceği yer fotoğrafta görünüyor, orası lastik örülecek ve düğme gelecek yerlere ilik açılacak. Yaka kısmına geldiğinizde arka parçada dümdüz çıkacaksınız, ön parçada ise ortada kalan 22 ilmek tek seferde kesilecek ve kenarlarda kalan ilmekler 4 sıra daha örülecek.
Kollar da koltuk altına gelene kadar her 8 sırada 2 ilmek artırılarak örülecek ve koltuk altından itibaren aynı ön ve arkada parçada yaptığımız gibi  1. ilmek ters, 2. ilmek düz, 3. ilmek ters, 4-5 ve 6. ilmek üçü birden düz kesilecek, son 6 ilmeğe kadar düz, sondan 6-5 ve 4. ilmek üçü birden düz kesilecek, 3. ilmek ters, 2. ilmek düz, sonuncu ilmek ters. Bir sonraki sırada kesme yok, kenardaki 3 ilmeğin lastik modeli devam ettirilerek 3. sıra daha örülecek ve her 5. sırada aynı kesme işlemi uygulanacak. Sol kolda ise düğmenin denk geleceği kısma 5 sıra lastik modeli yaptık aynı yaka gibi.
Yaka kısmın lastik olarak gördüğünüz parçanın ilmeklerini zaten bitmiş olan kısmı kullanarak yaptık, buna 'ilmek tutmak' deniyormuş. Böylece ekleme yapmaya yani dikişe gerek kalmadı ve daha düzgün durdu.
Takılırsanız disavurum@gmail.com a mail atabilirsiniz, yardımcı olurum severek.



Bu linke tıklayarak 'solaklar için örgü anlatımı'na ulaşabilirsiniz, hem de İremciğimin yeni blogunu sizinle tanıştırmış olayım.

12 Şubat 2013 Salı

11Leblon

Sanat Notları, İmgeleme ve Yemek Bahane ile güzel yemek yiyip, rahat muhabbet edeceğimiz mekan düşünürken aklımıza 11 Leblon geldi. 
Çok da iyi etmişiz burayı seçmekle.

'Issız Adam' filminin meşhur restoranı!
Mekan sahibi Arda Türkmen'i bilenler de mekana sempatiyle yaklaşıyor.
Yani üzerlerindeki yük büyük, hem ünlü ol, hem de İstanbul'un en kalabalık yerlerinden birine dükkan aç. 


Tebrik ederim, hem garsonlar çok güler yüzlü, kibar ve ilgiliydi. Hem de yediğim makarna çok çok lezzetliydi. Üstelik makarna tazecikti çünkü kendileri yapıyorlarmış. Mmmhh, olsa da yesem yine!


Adres: Asmalı Mescit , Tünel - BEYOĞU

11 Şubat 2013 Pazartesi

Çocuklarda sabah kahvaltısı nasıl olmalıdır?

Hemen hepimizin aklında aynı ideal cevap var bence.
İştahlı bir çocuk, sabah kahvaltısını etmek için sabırsız.
Ebeveyn olarak yumurta, peynir, zeytin, yaz ise domates, bal, tereyağı, pekmez, ceviz, süt, taze sıkılmış portakalsuyu.. sofraya faydalı olan ne varsa koymuşuz ve çocuk bunları iştahla yiyip, anne babasına da bu güzel kahvaltı için teşekkür edip sofradan kalkıyor :)

Ben iştahsız çocukla 14 ay geçirdim, ne zor bir durum biliyorum. Ne versem ağzını kilitleyip, kafasını sağa sola çeviriyordu. Ta ki 2 ay önce yeni evimize taşınana kadar. İnanın başka açıklamam yok, tek diyebildiğim 'tebdili mekanda ferahlık vardır'. Bilimsellikten uzak noktalardayım evet :)

Şimdi 17 aylık olan Efe yemek seanslarında benim moralimi bozmuyor artık. Yemeklere karşı eskisi gibi tepkili değil. Ben de bu durumdan gazımı alarak sabah kahvaltısında ne yediğini paylaşmak istedim:

1 yumurta ile yapılmış peynirli omlet. 
Peynir olarak labne, kaşar yada lor kullanıyorum.


Ceviz. Hemen omletten sonra 2 adet cevizi ortaya çıkarıyorum.

Pekmezli ıhlamur. Bir çay bardağı ıhlamur'un içine 3 tatlı kaşığı pekmez. Geceden kalma susuzluğu bu şekilde son buluyor :)

Tereyağlı-ballı ekmek lokmaları. En sevdiklerinden olan ekmeği en sona saklıyorum ki baştan tüketip karnını doyurmasın.
Ekmeğinizi kendiniz yapmak isterseniz bu yazıma göz atabilir yada YEMEKBAHANE'deki birbirinden güzel ekmek tariflerini deneyebilirsiniz.


Tüm yemekleri kendi kendine yemesine ve çayını kendi içmesine izin veriyorum. 
Yağlı yumurtaya kah çatal batırıyor, kah eliyle yiyor.
O çayın bir kısmı tabiki üstüne dökülüyor.
Ballar elinde ve yanaklarında yapış yapış kalıyor.

Her kahvaltı sonrası ellerini ve yüzünü yıkayıp, üstünü değiştiryoruz ve tabiki detaylı bir mama sandalyesi temizliğini yapıyorum. Ancak bu kısa sürecek bir süreç, 2-3 ay sonra kendi kendine daha temiz biçimde yemek yiecek bence, başlangıç için onlara fırsat vermek gerek değil mi?

Hepimizin çocuğuna sağlıklı ve 'kararında' iştahlı öğünler diliyorum.

10 Şubat 2013 Pazar

THY için tasarlanan yeni kostümler

Hülya Avşar'ın modacısı olarak bildiğimiz Dilek Hanif'e, THY'nin kostümlerini tasarlaması için görev verilmiş.
Firma ile aralarında bir Osmanlı konsepti belirlemişler sanırım ve ortaya bu görüntü çıkmış

Peki halizhazırda hostesler hangi kıyafeti giyiyor? THY'nin resmi sitesinden aldım görüntüyü:

Ben görüş olarak Osmanlı'yı reddetmeyi doğru bulmuyorum. O imparatorluğun aldığı dünyanın en güzel şehrinde yaşıyorum, aklıma ilk gelen minnet borcum bu.

Ancak, kaftan figürünü illa birebir uygulayarak kullanmak da bana şekilciğiliği çağrıstırıyor bu nokta da iyiniyetli kalamıyorum. Kaftandan kumaş üzerine desen yap, broş yap aklına ne geliyorsa onu kullan ama Türk kadınının da, erkeğinin de modernlikten uzak görünmesine neden olma. Ki kıyafeti tasarladığı kurum da Havayolları şirketi, imaj yaymak için en etkili mecralardan.
Ben Türk kadını olarak o kıyafetleri kabul etmiyorum, değişim nerden, nasıl başlıyor artık gözler önünde...

9 Şubat 2013 Cumartesi

Salt Beyoğlu'nda 1 gün

İstiklal Caddesi'nde gezerken içine girip kaybolmaktan en zevk aldığım mekanlar sergiler ve kitapçılar.
SALT'ta ise ikisi bir arada, oh ne güzel!
Robinson Crusoe 389, Salt Beyoğlu içinde bir kitapçı açmış. Kitaplar da roman değil, sanatla ilgili pek çok yazılı kaynak var. 






Peki şu günlerde SALT'ta hangi sergi var? derseniz, 'işte ben de onu sizin için fotoğraflıyordum' adlı çalışmam:

1976 yılında Antalya film festivalinde sergilenen eserlere -nedense- 1980 yılında sansür uygulanıyor. Bağlantıyı kurunuz lütfen, aradan geçen yıllarda ülkede ne(ler) değişmiş olabilir ki?

Sergi adı hakkında
8-11 Eylül 1980 tarihlerinde, Kuşadası Kültür ve Sanat Şenliği’nde toplanan sanatçıların duvar resmi yapmalarına izin verilmemesi sonucu hazırlanan pankartlara “Duvar resminden korkuyorlar” yazılmıştı.






Salt ve sergi hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayabilirsiniz.

5 Şubat 2013 Salı

Şubat'ın ilk haftası böyle geçti

Ocağı 40.5 derece ateşi görerek kapadı Efe. Ve neden o kadar ateşlendi bilmiyoruz, 2 gün süren yüksek ateş, ateş düşürücüler ve Efe'yi serin tutma çabalarımızla gitti ve geri gelmesin, istemiyoruz onu!

Haftasonu güzel havada çiçeklerimin toprağını değiştirdim.


Efe kendi kendine deklanşöre basıp ilk fotoğrafını çekti, model olarak da ayaklarını seçmiş olabilir.

Bu da banyo üzeri etraftakileri inceleyen fındık kurdu


Her bi eylemi kendi yapacak. Yemek yemek, su içmek, üstünü çıkarmak. Tabi o saçını da tarayabilir!

3 Şubat 2013 Pazar

Django Unchained / Quentin TARANTINO / Sinema


Tarantino film yapmış dediler, izledik.
Filmin açılışında 'Spagetti Western' izleyeceğinizi anlıyorsunuz. 1800'lerin Amerikasında köle ticaretinden ve kelle avcılığından para kazanıldığı dönemler.
Zaten bu kavramları izliyor olmak bile yeterince can sıkıcıyken, klasik Tarantino vahşetiyle film bir çok yerde beni gözlerimi kapatmak zorunda bıraktı. Kill Bill'deki Lucy Liu'nun saçıyla vedalaşma sahnesini aklımdan çıkaramam gibi. 
Dayanamıyorsan izleme diyebilirsiniz kabul ama ben filmi -o sahneleri görmek istemediğim için- kaçırmak istemiyorum. Şiddet ve kan bu kadar alenen de gösterilsin istemiyorum, tek bulduğum ve yıllardır var olan çözüm 'naif insanların göz kapaması' :)

Konu klasik, işleniş biçimi ise tam Tarantino'yu özgü. Ve evet 'Onu' bu yüzden seviyoruz. 

Kısa notlar:

  • Leonarda filmin yarısında yok, olmasa da olur gerçi kahramlarımız Jamie Foxx ve Christoph Waltz
  • IMDB puanı:8.6
  • Film 3 saate yakın sürüyor, izleyeceğiniz seansı erken saatlere seçin derim
  • Filmin müziklerinin içinde 'İyi Kötü Çirkin' ve 'Bir Avuç Dolar İçin'in film müziklerini yapan Ennio Morricone'nin de bir eseri vardı, mest olduk!

1 Şubat 2013 Cuma

17 aylık bebeğim neler yapar oldu?



  • Yürüyor, koşuyor, kelime yada hareketlerle istediklerini net biçimde belli ediyor.. Artık o bebek değil de çocukluğa adım attı sanırım...
  • 30 küsür kelimesi var. Henüz cümle kuramıyor. 2 kelimeyi bir araya getirmişliği yok sabinin.
  • Yaşıtlarıyla bir arada olmaktan çok mutlu. Eğer karşısındaki ona oyuncağını vermiyorsa o da aynısını yapıyor, yok eğer diğer çocuk paylaşımcıysa o da elindeki oyuncağı ona uzatıyor. Eşim bu konuda bana çektiğini söylüyor (tersim pistir :))
  • Sabah kahvaltısında yediği bulamaçtan kurtulduk! 1 yumurtadan omlet yapıyorum sabahları, üstüne labne peynir ve tereyağı sürüyorum. Hüpletiyor resmen. Üzerine de pekmezli ıhlamur yada adaçayı içiyor. Balı da kendi yaptığım tam buğday ekmeği üzerine sürüp vereceğim, henüz onu denemedim.
  • Yemekten zevk aldıkları: Tarhana çorbası, yoğurt, çubuk makarna, muz, nar, kurabiye-kek (benim yaptıklarım), süt, domatesli bulgur pilavı, kısır, kuruyemiş, karnabahar yemeği, köfte, omlet, ekmek
  • Son 2 ayda 3 kere soğuk algınlığı geçirdi, 1 kere de idrar yolları iltihabı. 3 kere antibiyotik kullandık malesef :( İltihap sonucunda, hem de antibiyotik kullanırken 2 gün boyunca ateşliydi, 40.2 yi bile gördük.
  • Ateşliyken hep kucağımda yatmak, uyumak istedi. Normalde babaya düşkündür, hastayken beni seçti Pikaçu. Ana olduğumu hissettim, oh be!
  • Uykusu günde 1 kereye düştü. Takribi 12-14 arası öğlen uykusunu uyuyor.
  • Akşam 19:30-20:00 arası kendi kedine (emzikle) uyuyor, sabah 8 gibi kalkıyor. Bence 7 gibi uyanıyor ama ses çıkarmıyor emzik emmek için. Emzik emmesine sadece uyurken izin var çünkü, gün içinde emzik yok.
  • Tuvalet eğitimini vermek istiyorum ama daha hazır değil belli. Ara ara yoklamaya devam edeceğim, biliyorum doğru zaman 24 aydan sonra ama bana bez olayı onun için çok rahatsız edici geliyor :(
  • Ev işlerini yaparken ondan yardım istiyorum (masusçuktan tabi). Bir mutlu oluyor, hevesleniyor. Mesela çamaşır makinesine beraber çamaşır koyuyoruz -o sadece 1 çorap koyabiliyor:)-, ben deterjanları koyuyorum o da makinenin 'başlat' düğmesine basıyor, sonra makinenin su alma sesini dinleyip, çamaşırların dönmesini bekliyoruz. Beraber çamaşır asıyoruz -1 çorap assa iyi, ıslak çorap elinde odada dolanıyor, asmaya çalışıyor-, yatak örtüsünü seriyoruz -örtünün bir tarafından tutuyor, ben de o sırada motive ediyorum 'annecim yardım mı ediyorsun bana, aferin sana' diye mutlu oluyor :)
  • Resimli kitaplarına olan ilgisi pik yapmış durumda, kendi kendine o kitaplara 5 dk kadar bakıyor. Sonra bana getirip kitaptaki hayvanların, nesnelerin ismini söyletiyor.
  • Kitaplara karşı ilgisi büyük. Çocuk kitabına daha uzun bakıyor ama evde yada kitapçı gördüğü kitapları, dergileri açıp bakmak istiyor, gördüğü resim yada fotoğrafları bana gösteriyor. Yani kitapların, dergilerin içinde onun ilgisini çekebilecek şeyler olduğunun farkında, içlerini merak ediyor.
  • Ben telefonla konuşurken o da karşımdaki kişiyi dinlemek istiyor, ona uzatıyorum telefonu tanıdığı biriyse gülümsüyor ve öpücük atıyor.
  • Son 2 gündür etraftaki şeyleri sorar gibi. 'Neee' diye işaret parmağıyla etraftakileri gösteriyor, aynı şeyi 30 kere sorduğu oluyor tabi.
  • Arkadaş moduna geçmeye başladık, bana hissettridiği bu. Bu aylara kadar onun temel ihtiyaçlarını karşılayandım, yavaş yavaş beraber günü yaşamaktan keyif alan anne-oğul olmaya başlıyoruz sanırım. O benim dilimden anlıyor, ben de onun dilinden anlıyorum çünkü artık.