1 Nisan 2012 Pazar

The Woman In Black / Siyahlı Kadın

Korku fimi izlemeye bayılıyorum. Ancak yalnız başıma olmamam gerek, mümkünse yanımda 3-4 kişi olsun en az. Cuma akşamı arkadaşlarla aldık elimize çekirdekleri, kurulduk TV'nin karşısına.

Genel olarak filmin havasını beğendim. En çok klişenin tekrarlandığı tür korku-gerilim filmidir herhalde. Siyahlı Kadın'da da bol bol sizi bir sahnenin içine çekiyor yönetmen, tam dalmış olduğunuz anda 'böö' diye ödünüzü kopartan bir olay meydana geliyor. Hın hın hın hın hınn diye gerilim eksik olmuyor anlayacağınız.

Olayların İngiltere'de geçiyor olması ve takvimlerin 1800'leri göstermesi; yapımı çağdaşlarından şık biçimde ayırsa da, ortaya bir şaheser çıkmamış ne yazıkki. Daniel Radcliffe ise zihinlerdeki Harry Potter imajını silmek için daha fazla filmde rol almak zorunda yada aradan yıllar geçmesini bekleyeceğiz bir süre daha.

Filmin bitiminde, dönen dolabın ortaya çıkmasını bekliyorum arkadaş, Siyahlı kadında bu ümit suya düşüyor. Devam filmi çekmek için bahaneleri oluyor sanırım, ama aklımızdaki sorular cevaplanaydı iyiydi diye söylenmedik değil...

1 yorum:

Eren dedi ki...

Ben de geçenlerde izledim bu filmi, atmosferin güzelliği malesef filmi kurtarmaya yetmemiş bence... diyalogların az oluşu belki bilmiyorum, filmi ağırlaştırmıştı, paylaşımınız için teşekkürler:)