Daha önce Kumbaracı50'den bahsetmiştim.
Bugün Kumbaracı yokuşundaki sahnelerinde OBEB adlı oyunlarını izledim.
Oyuncuların kıyafetleri ile 40 sene öncesine gidiyoruz . Bir de çevirmeli telefonumuz var 'zırrr zırr' çalan. Nostaljik bir başlangıç yapıyoruz oyunun başında anlayacağınız.
Bir psikoloğumuz, bir psikolog yardımcımız :) ve birbirinden farklı DÖRT kadın karakterimizle yolumuza devam ediyoruz.
Hemcinslerimle gurur duydum. Hepsi birbirinden başarılıydı. (Erkekler de başarılıydı canım, ama kızlara torpil geçesim geldi.)
Yazar Yiğit Sertdemir'in 'Bekleme Salonu' oyununu izlemiştim daha önce. Yine kapalı bir mekan içinde geçiyordu ve bol diyaloglu idi.
O.B.E.B de aynı şekilde bol sohbetli bir oyundu, oyuncuların ne dediğini hiç kaçırmamanız gerekiyor. Bu anlamda seyirciyi biraz yoruyor.
Ancak taşlamalar, tespitler, hisler güzel aktarıldığı için ve hikaye de BİZDEN olduğu için sıkılmadan iki perde de su gibi akıp geçiyor. (Türk yazarların eserlerini okumayı, seyretmeyi daha bi seviyorum)
Politik taşlamalarla dolu ve aynı zamanda eğlenceli de olmayı başarabilen bu oyunu görmenizi tavsiye ederim.
Ekibin şu iki oyununu seyretmek istiyorum bundan sonra : '444' ve 'Öldün, duydun mu?'
Eğer O.B.E.B. (Ortak bölenlerin en büyüğü)'ne bilet almak isterseniz, bu siteyi ziyaret edebilirsiniz :
http://www.kumbaraci50.com/
5 yorum:
Çok zekice yazılmış, güldürürken günün sonunda herşey açıklığa kavuşunca şaşırtıp taşı gediğine koyan bir oyun. Ajanda'nın Kasım sayısında bolca yer bulacağını düşünüyorum.
Bu oyunu bulup benide davet ettiğin için çok teşekkür ederim. Keyifle geçen bugünümüzü unutmayacağım.
http://www.ajandadergi.blogspot.com
Sevgili Sanat notları, sırada 444 olsun diyorum ;)
Merakla Ajanda'da senin yapacağın yorumu bekliyorum.
merak ettim\ bende gidip izleyecegim
Seda şimdiden diğer iki oyuna da bayılacağını söyleyeyim. Özellikle 444'e. Filifu'ya selam söyle benden..:)) Sevgiler.
Ben de bir bilen Filifu'ya selam etsin diye bekliyordum, bilerek yazmamıştım. Süper.
Yorum Gönder