25 Nisan 2011 Pazartesi

Kaybedenler Kulübü


Şöyle aradan aylar, haftalar geçmiş ve sinema salonunda film izlememişsen, hele haftalardır çok çalışıyorsan, günlerden Cuma, vakitlerden akşamsa, yanında da sevdiğin biri varsa; ne güzeldir film izlemek!

Seçenkler fena değildi hani, Rabbit Hole (Mutluluğun Peşinde), Unknown (Kimliksiz), Scary Movie 4 (korku filmi seviyoruz vesselam).

Biz ise seçtik ‘Kaybedenler Kulübü’nü. Aslında Ata ve Sinem bu filmi beğendiğini söylememiş olsaydı, ben tercihimi ‘Kimliksiz’den yana kullanırdım muhtemelen.

Bir zamanlar çok radyo dinlerdim, ergenlik yıllarımda özellikle. Hala dinliyorum çalışırken. Ancak Kent FM’de ‘Kaybedenler Kulübü’ radyo programını dinlememiştim hiç.(Favorim her zaman 'Ayça Şen' oldu!) Film ise radyo programını yapan iki DJ’in hayatını ve felsefesini anlatıyor, toplumsal çözümlemeler de var. Mutasıp Türk insanının, cinsellik içeren sohbetlere bakış açısı, erkeğe ve artık hepimize yüklenen ‘düzenli hayat kurulması gerekliliği’ örneğin. (Ben düzenli hayat kurdum, çok da mutluyum :) )
2 Dj de erkek. Açıkçası rahatsız edici derecede rahatlar. Ama bir yandan da sevimliler. İsteyen dinler, istemeyen dinlemez sonuçta değil mi? Gönülden ve severek yapıyorlar işelrini, para kazanmak için değil. Sufi dinleyicileri de var, kız yurdu öğrencileri de, taksi şöförleri de...

Konu anlatmak hoşuma gitmiyor, o yüzden daha fazla hikayeden ipucu vermeyeceğim.
Ancaaaakkkk, tembel ev arkadaşı ve altyazı ile konuşmasının şifresi çözülen karkaterler olmasa film bu kadar sempatik olamazdı benim gözümde. Onları görmek için bir daha izlemek isterim.

Çağan Irmak ‘Issız Adam’ ile, filmde eski şarkıları kullanma geleneğini başlattı sanırım. Tamam çok güzel oluyor dinlemek ama ‘Issız adam’ dan sonra gişe filmlerinde bu akımın sürekli şekilde devam etmesi bence biraz fazla oldu.

Oyuncular gerçekçi oynamış, senaryo da gerçekçiydi. Mükemmel profiller yoktu, çok yakışıklı, çok zengin, çok zevkli, çok popüler. Harika!
Zaten Bohem bir yaşantı üzerine dönüyordu konu.

Sıcak bir film. .Ancak çok mutasıp bir insan zerre hoşlanmaz, baştan söyliyeyim.

NOT : Kim arkadaşlar bu Erol Egemen?  




Yönetmen : Tolga Örnek
Senaryo : Mehmet Ada Öztekin, Tolga Örnek
Oyuncular : Nejat İşler, Yiğit Özşener, Ahu Türkpençe, İdil Fırat, Rıza Kocaoğlu
Filmin Türü : Drama, Komedi
Yapım Yılı : 2010
Yapım Ülkesi : Türkiye
Orijinal Dili : Türkçe
Filmin Süresi : 105 dakika
Vizyon Tarihi : 11.03.2011

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Kimliksiz de fena değilmiş sanırım ama bu filmi izlemene sevindim klasik filmlerden oldukça farklı :)

Emrah Ateş dedi ki...

hoş bir film.
ahu türkpençeyi hiç bu şekilde belemiyordum ama farklı ve güzel bir filmdi bence.
ve evet dediğin gibi mutaasıplar gitmese fena olmaz.

Adsız dedi ki...

Şiirden, edebiyattan,felsefeden hoşlanmayanların yüzeysel izleyeceği ve doğal olarak "yüzeysel bir film" olarak tanımlayacakları eser... Gününü gün eden, barlardan çıkmayan, ayık gezmeyen iki adamdan başka bir şey göremeyecekler.

Ama özellikle radyo yayınlarındaki muhabbetlerde ve tabi filmin geri kalan kısımlardaki satır aralarını yakalayanlar mutlu bir şekilde kalkacaklardır koltuklarından...

Son zamanlarda izlediğim en başarılı türk filmi...