31 Mayıs 2013 Cuma
#geziparkıdireniyor
Bir Gezi Parkı'ndan nereye geldi konu.
İnsanlar tepkilerini dile getirecek, Gezi Parkı'na ve diğer yeşil alanlara dokunulmayacak, öyle yada böyle yaşamaya devam edecektik. Şimdiye kadar yaptığımız gibi.
Ancak polis 'yeşili koru, ağaç kesme, AVM istemiyoruz' diyen insanlara biber gazı ve tazyikli su ile karşılık verdi. Turist, bebek, çocuk nasibini almayan kalmadı. Haber kananallarındaki kısa bilgilendirmeler hariç hiç bir ama Halk TV (Digiturk 53) hariç hiçbir Türk TV kanalında yer bulmadı binlerce insana karşı kullanılan bu orantısız güç.
Eğitim sistemimize de, medyamıza da, bakanlarımıza da güvenmiyorum.
Bizi sadece yemek yiyip, alışveriş yapıp, seçim zamanı onlara oy veren canlılar olarak görüyorlar. AVM de bize reva tabi.
Hayır biz okuyoruz, günü yaşamak istiyoruz, doğayı seviyoruz, kimimiz içki içiyor, kimimiz ibadet ediyor... Sizin kuklalarınız değiliz.
Ben Hitler'in hastalıklı düşüncesinin kişi bazında olmasını anlayabilmiştim ama o kadar subayı bu katliamları yapmaya nasıl ikna ettiğini bir türlü mantığıma sığdıramamıştım. Masum insanlara -sırf üstünüz emrediyor diye- nasıl zarar verebilirsiniz ki? Bugün Taksim'de bulunan polisler de aynı kefede benim için. Taksim'e bir sürü arkadaşım gitti, tanısanız bilseniz nasıl saygı duyacağınız insanlar. Onları tanıyıp biber gazı sıktığınızı bilseniz kendinizden utanırsınız sayın polisler.
Çok teşekkür ederim Taksim'de 'Gezi Parkı'na, ülkesine sahip çıkan herkese. Çok kötü davranışlara maruz kaldığınız için de özür dilerim yine bu ülkenin vatandaşı olarak.
Yarın bayrak asacağım pencereme ve 31 Mayıs 2013'ü hiç unutmayacağım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
cok icten guzel bir yazi olmus
Yorum Gönder