Ne saçmalıyor bu demeyin, okuyun gitsin sadece :)
- Ahmet Hamdi Tanpınar nasıl bir adamdır. Okumaya doyamıyorum, ‘Saatleri Ayarlama Enstittüsü’ kitabı var şu an elimde. Bilmem bir şey ifade eder mi ama Orhan Pamuk da hayranmış kendisine, hatta kitaplarında ondan esinlendiğini duydum.
- Sabahattin Ali ve İhsan Oktay Anar tabi bir de, okumaya doyulamayanlardan...
- Yeni Türkü’yü canlı izlesem yine, nasıl mutlu, nasıl havalara uçan bir insan olurum! 'Deliler' ve 'Karanfil' şarkısı özellikle.
- İçimde bir bebek büyütmekten çok, o iskeleti; kemikleri vücudumun nasıl oluşturduğuna inanamıyorum. Bir sperm geldi, büyüdü büyüdü ne hale dönüştü, hakikaten ilginç. (bir de yumurtaya can verme meselesi var tabi, daha da ilginç bulunası evet :))
- Yüzüklerin Efendisi’nde Gollum’un şeytani benliğine söylediği ‘Git ve bir daha geri gelme’ repliğine bayılıyorum. (Bazı (şeytani:)) kişilere bunu haykırmak nasıl da hoş olur!) Baştan 'Lord of the Rings' serisini izlemek istiyorum.
- Little Big Planet 2 oldukça keyifli. Müzikleri (klasik müzik dinliyorum oyunun içinde), grafikler; efektler harika. Play Station’ınınız varsa edinin derim, tabi daha önce oynamadıysanız evvela 1.sini.
- İş ile evin arasının 15 dk olması nimet İstanbul insanı için, Engin gelmeden önce 'Desperate housewives' ve 'How I met your mother' izlemenin keyfi paha biçilmez.
- Reflü nemenem bir şeymiş, gebelikle tanıştım. Umarım beraber geçirdiğimiz son 2 ay olur, hiç hoşlanmadım kendisinden.
- Ne bir kürk ister şu şen gönlüm, ne bir han ne de saray, lara lay lala lay lay, huzur sadece huzur...
Paul Signac, The Pink Cloud |
1 yorum:
Saçma değil, hayatın içinden :))
Yorum Gönder